3 Şubat 2021 Çarşamba

Tatlı Krizine Çözüm! Tatlı Krizi İçin Sağlıklı Tarifler

3 Şubat 2021 Çarşamba

Tatlı krizileri bir çoğumuzun yaşadığı ve karşı koyamadığımız bir alışkanlık. Tatlı krizine çözüm yolları arıyor ve çoğu zaman başarısız oluyorsanız bu yazım sizlere iyi gelecek. Öncelikle bilmeniz gereken rafine şeker gerçekten en tatlı zehir! 

Tatlı Krizine Çözüm Tatlı Krizi İçin Sağlıklı Tarifler

 

Günlük hayatta yaşadığımız duygular yeme alışkanlıklarımızı etkiliyor. Öfke, üzüntü, hayal kırıklığı hatta mutlu olduğumuz zamanlar bile tatlı krizi tetiklenmiş olabilir. Tatlının vücudumuzun ihtiyacı olmadığını bir arzu olduğunu söyleyebilirim. Yaşamımızı sürdürmek için tatlıya ihtiyacımız yok. Özellikle rafine şekeri hayatımızdan çıkarmak sağlıklı bir yaşama adım atmaktır.


Tatlı Krizi Neden Yaşanıyor?

Tatlı krizi yaşamamızın sebebi tatlıyı çok sevmemiz veya lezzetli olması değil. Yapılan araştırmalara göre sağlıksız beslenme alışkanlıkları, psikolojik sorunlar, çeşitli hastalıklar tatlı krizine yol açıyor. Duygusal bir açlığın sonucu tatlı krizi yaşıyoruz. Yani tatlıya aç olan midemiz değil. O halde tatlı krizlerini çözmek için öncelikle duygularımızı kontrol altına almalıyız. 

Çok katı diyetler veya düşük kalorili diyetler, uzun saatler aç kalmak kan şekerinin gün içinde düşmesine ve tatlı isteğinin artmasına neden oluyor. Ayrıca bazı hastalıklar ve yetersiz beslenmeye bağlı olarak gelişen demir, krom ve magnezyum gibi minerallerin eksikliği daha sık tatlı krizlerine neden oluyor.


Rafine Şekerli Tatlılar Ve Glisemik İndeksi Yüksek Olan Besinler Bizde Nasıl Etki Ediyor?

Beyaz un başta olmak üzere beyaz undan yapılmış pastalar, börekler, kurabiyeler, tatlılar, şekerli abur cuburlar, atıştırmalıklar, pirinç, havuç, patates vb. gilisemik indeksi yüksek besinler kötü karbonhidratlar ve işlenmiş gıdalar kan şekerimizin hızlıca yükselmesine neden oluyor. Buna tepki olarak vücudumuzdaki mekanizma da kan şekerini ani şekilde düşürüyor. İşte bu noktada da "Tatlı Krizi" adını verdiğimiz olay gerçekleşiyor.

 

Tatlı Krizi Nasıl Önlenir?

  • Öncelikle içtiğiniz günlük su miktarınızı gözden geçirmelisiniz. Günde en 2 Lt. su tükettiğinizden emin olun. 
  • Kendinize sağlıklı beslenme programı oluşturmalısınız. Herkesin yaşam tarzı, yedikleri, içtikleri farklı olsa da glisemik indeksi yüksek besinlerden uzak durmayı herkes başarabilir.
  • Vücudunuzu yoracak, sürekli uygulayamayacağınız diyet listelerinden de uzak durmanız faydalı olacaktır.
  • Günlük lif alımınızı çoğaltmalısınız. Abur cuburları, rafine şekeri, beyaz unu da hayatınızdan çıkarmanız gerekiyor. Günlük lif miktarını çoğalttığınızda daha uzun süre tok kalmayı sağlayacaksınız.
  • Yemeklerinizi yaparken bol bol baharatları kullanın. 
  • Uyku saatlerinize dikkat edin. Yeterli ve kaliteli bir uygu duygusal ve ruhsal olarak kendinizi daha iyi hissettirecektir.
  • Her gün düzenli hareket, egzersiz yapmanız sayesinde seratonin salgılanması artar.
  • Stresten uzak kalmaya özen gösterin.
  • Tüm alışkanlıklarınızı yenisi ile değiştirken 21 gün kuralını uygulayın. Bir kağıda veya sosyal medya hesaplarınızda başlangıç tarihi belirleyip 21 gün ve üzeri sayın. Çünkü alışkanlıkları değiştirme gün sayısı 21 gün ve üzeri tekrar eden yeni alışkanlıklarla değiştirebiliyoruz. 21 gün boyunca yediklerinizi, içtiklerinizi not alın. Not almak, günlük tutmak sizleri daha düzenli ve sağlıklı yaşam için sorumluluk sahibi yapacaktır.
  • Tatlı krizi yaşadığınızda acele etmeyin. Öncelikle bir - iki bardak su için. Ve 10 dakika bekleyin. Hâla tatlı kriziniz geçmediyse dişlerinizi fırçalayın. Ve 10 dakika daha bekleyin. Büyük ihtimal ilk tatlı krizi geldiği gibi hissetmeyeceksiniz. Uzun zamandır rafine şekeri hayatından çıkarmış biri olarak tecrübe ile sabit deneyimlerimdir.

Tatlı krizini önleyemediyseniz az malzeme ile hazırlanmış, kalorisi düşük sağlıklı atıştırmalıkları tercih edin. Kakao, tarçın, hurma inanılmaz derece de tatlı isteğini kesen besinler. Kakao ve tarçını meyve porsiyonlarınızda kullanabilirsiniz.

Biz ebeveynlerin beslenme alışkanlıkları çocuklarımıza da geçiyor. Bizlere de tabi ebeveynlerimizden geçmiş. Ama bu düzeni değiştirmek bizim elimizde! 7,5 yaşında olan oğlum şekersiz beslenmeyi benimsedi. Sağlıklı tarifleri yaparken mutfakta birlikte yapıyoruz ki hem duygusal olarak hem de deneyim olarak bilinç altına yerleşmiş oluyor. Marketlerde paketlerin içeriğini okuyor ve zararlı mı diye bana soruyor. Sağlıklı bir gelecek için beslenme alışkanlıklarımızda değişim ve gelişim şart. Önce kendimizi sonra da yakınlarımızı rafine şekerden uzaklaştırabiliriz.

Ayrıca Youtube kanalımda tatlı krizleri için hazırladığım rafine şekersiz, kolay sağlıklı atıştırmalıkları sayısını abartmadan tüketebilirsiniz. Ben genellikle sağlıklı atıştrmalık da olsa 1 adet yerim ve beklerim. Çoğu zaman 1 adet bana yeterli gelir. Günlük vloglarımda rafine şekersiz, sağlıklı beslenme rutinlerimi izleyebilirsiniz. Şekersiz, sağlıklı ve dengeli beslenme ile haşimato tiroidi ve insülin direnci rahatsızlıklarım normal seviyeye getirmeyi başardım. Artık tatlı krizilerini neredeyse hiç yaşamıyorum.

Tatlı Krizine Çözüm! Tatlı Krizi İçin Rafine Şekersiz Sağlıklı Kolay Atıştırmalık Tarifler Video



RAFİNE ŞEKERSİZ, UNSUZ FİT PUDİNG TARİFİ

 

Tatlı krizlerlerine çözüm olarak, sizlerin uyguladığı farklı yöntemler, deneyimleriniz veya tükettiği besinler var mı? 

Herkese sağlıklı, mutlu günler dilerim.

Sibel Ordueri

Devamını Oku »

21 Mayıs 2019 Salı

Sahurda Neler Yemeli? Tok Tutan Yiyecekler

21 Mayıs 2019 Salı
sahurda neler yemeli -sahurda tok tutan yiyecekler
Son birkaç yıldır Ramazan ayı yaz mevsimine denk geliyor. Bu birkaç yıl daha böyle devam edecek. Uzun yaz günleri sıcak havalarla birleşerek oruç ibadeti yerine getirilirken, bizlerin biraz daha zorlanmasına sebep oluyor. Ama aslında beslenmemize ve istirahatimize özen göstererek bu süreci daha sağlıklı bir şekilde geçirebiliriz. Sahurda neler yemeli diye durup düşündüğümüzde pek çok seçeneğimiz olduğunu görürüz. Asıl kural, midemize ağır gelmeyecek ve susatmayacak, aynı zamanda vücudumuzu dirençli tutacak gıdalar tüketmektir.

Şeker dengesini bozacak gıdalardan uzak durmalıyız. Şeker içeren ve glisemik indeksi yüksek gıdalar kan şekerinin birden yükselip, birden düşmesine sebep olur. Yani geçici bir tokluk hissi yaratır ve kısa bir süre sonra kan şekerinin düşmesine sebep olarak açlık hissinin yeniden ortaya çıkmasıyla sonuçlanan bir döngü başlar.

Doğru beslenme ile uzun süre oruçlu geçen saatleri daha sağlıklı bir şekilde atlatmamız mümkün. Kendinizde Ramazanda sağlıklı beslenme programı oluştururken sahurda tok tutan yiyecekler tercih edin. Bunun yanı sıra, sahur ve iftar arası beslenmenizi öğünlere ayırmayı, ara öğünleri meyve ile zenginleştirmeyi ve bolca su tüketmeyi ihmal etmeyin.

Sahurda Tok Tutan Yiyecekler

  • Sahuru yemeksiz geçirmeyin.
  • Sahurda sizi gün boyu tok tutacak, şekerin yavaş yavaş yükselip, yavaş yavaş düşmesini kontrol altına alacak besinler tercih edin.
  • Süt, yumurta, peynir, yoğurt gibi besinler tüketin.
  • İçecek olarak ayran da tercih edebilirsiniz.
  • Sahur beslenmenizde bir parça ete de yer verebilirsiniz. Bu tokluk hissini arttırıp, enerjinizin düşmesini önleyecektir.
  • Hamur işlerinden uzak durun. Sebzeli hafif börekleri tercih edebilirsiniz.
  • Çay, kahve tüketmeyin. Bunun yerine süt, meyve suyu ve meyve tercih edin.
  • Asitli içecekler şeker dengesini alt üst eder. Kesinlikle kaçının.
  • Tokluk hissetmek için ekmek yeme ihtiyacı duyabilirsiniz. Tercihinizi kepekli ekmekten yana yapın.
  • Birkaç adet hurma yiyebilirsiniz.
  • Kuru yemiş tüketebilirsiniz. Özellikle badem ve ceviz tercih edebilirsiniz. 
  • Domates ve salatalık her sahur sofrasında bulunabilir.
  • Salata da hazırlayabilirsiniz sahur sofrası için. Tok tutar, susuzluğu giderir.
  • Farklı bir sahur kahvaltısı için kepekli makarna tercih edebilirsiniz.
  • Yulaf ezmesi ile yine farklı bir sahur kahvaltısı yapabilir, kendinizi uzun süre tok hissedebilirsiniz.
Gördüğünüz gibi aslında sahur sofralarımızı zenginleştirebilecek, tok kalmamızı sağlayacak, susuzluk hissini azaltacak pek çok seçeneğimiz var. Sahurda ne yemeli konusuna dikkat ederek sağlığınızı korumak için gereken gayreti göstermenizi tavsiye ederim.







Ramazan ayını sağlıklı ve huzurlu geçirmeniz dileğiyle...
Devamını Oku »

8 Mayıs 2019 Çarşamba

Ramazan Ayında Sağlıklı Beslenme Önerileri 2019

8 Mayıs 2019 Çarşamba
Ramazan Ayında Sağlıklı Beslenme Önerileri
On bir ayın sultanıdır Ramazan ayı. Ramazan ayının gelmesini heyecanla bekleriz. Oruç ibadetimizi yerine getirmek için  adeta gün sayarız. Günler yaklaştıkça heyecan da artar. Oruç ibadeti, vücudumuzun istirahatini de sağlar. Oruç tutarak midemizi de dinlendirmiş oluyoruz aslında.

Ramazan ayında sağlıklı beslenme çok büyük önem taşır. Özellikle yaz aylarında günlerin uzun olması ve sıcak havalar sebebiyle oruç tutmak konusunda biraz daha dikkatli davranmamız gerekir. Ciddi sağlık problemleri olanların doktora danışarak oruç ibadetine başlaması daha doğru olur. Durumları gereği özel diyet reçeteleri hazırlanması gerekebilir.

Ramazanda sağlıklı beslenme konusunda nelere dikkat etmemiz gerekir? Önceden almamız gereken tedbirler var mıdır? İlaç kullananların durumu nedir? Sahur önemli midir? İftar menümüz nasıl olmalıdır? İftarda tıka basa doymalı mıyız? Gelin bu soruların cevaplarına birlikte bakalım.

Ramazanda Sağlıklı Beslenme Önerileri


  • Ramazan ayı yaklaşıp, oruç ibadeti için gün sayarken, yaklaşık bir hafta öncesinden başlayarak öğünleri azaltarak vücudu oruca hazırlamak çok faydalı olacaktır.
  • Mevcut, bildiğimiz bir rahatsızlığımız varsa Ramazandan birkaç gün önce rutin kontrollerimizi yaptırıp doktor onayı almamız, Ramazan ayını daha sağlıklı bir şekilde geçirmemizi sağlar.
  • Rutin olarak kullanılan ilaçların sahur ve iftar olarak 2 kere alınmasının doğru olup olmadığı doktora danışılabilir. Zira bazı ilaçları günde 3 kere içmemiz gerekir.
  • Sahursuz oruç tutmak oldukça yanlış bir tutumdur. Sahurun kesinlikle atlanmaması gerekir.
  • Sahurda iç yakacak yiyeceklerden uzak durmak gerekir.
  • Sahurda kahve-çay gibi içecekler yerine süt, meyve suyu, bitki çayı vs. tercih edilmelidir.
  • Gün boyu aç kalacağım düşüncesiyle gereğinden fazla yemekten kaçınmak gerekir. Bu durum beraberinde ağırlık hissini ve susuzluğu getirecektir.
  • Gün boyu, özellikle öğle saatlerinde istirahat etmekte fayda vardır.
  • İftar vakti ağır yemek yemekten, hızlı yemekten, büyük lokmalar almaktan uzak durmak gerekir.
  • İftar yemeğini öğünlere ayırmak gerekir. Yiyeceklerimizin hepsini tek seferde yemek yerine çorba, domates, salatalık, hurma, yoğurt gibi hafif yemekler oluşan bir ilk öğünden sonra biraz ara verip, daha sonra ana yemeğimizi yemeliyiz.
  • Ama yemeklerde aşırı yağlı, ağır yemeklerden Ramazan ayı boyunca uzak durmalıyız.
  • Lif ağırlıklı gıdalar iftar menüsünde ağırlı olarak bulunması gereken besinlerdir. Sebze yemeklerinin buradaki rolü çok büyük.
  • Et yemeklerini kızartmak yerine ızgara veya buğulama şeklinde tercih etmeliyiz.
  • İftar ile sahur arası vakitlerde vücudun kaybettiği suyu yerine koyabilmesi için bolca su içmeliyiz.
  • Su içerken hepsini birden değil yudum yudum almaya gayret göstermeliyiz.
  • İftar ve sahur arası ara öğünlerde meyve tüketimine önem verilmelidir. Ceviz, fındık ve badem de ara öğünlerde tüketilebilecek besinlerdir.
  • Özellikle Ramazan ayı boyunca beyaz ekmek, pirinç, un, tuz ve şekerden uzak durmak gerekir. Beyaz ekmek yerine kepekli ekmek, pirinç yerine bulgur tercih edilebilir.
  • Tatlı tercihleri sütlü tatlılardan yana olmalıdır. İç yakıp, gün boyu susuzluğu arttıracak şerbetli tatlılardan uzak durmak gerekir.
  • Ramazanda sağlıklı beslenme programında bakliyatların yeri büyüktür. Kuru bakliyatlara beslenmenizde yer verin.
  • İftar sonrası kısa yürüyüşler yapmaya çalışın.
Gördüğünüz gibi Ramazanda sağlıklı beslenme konusun önemi oldukça büyük. Oruç ibadetini yerine getirirken sağlığımızı sekteye uğratacak yanlış beslenme programlarından uzak durmalıyız.

Ramazanda sağlıklı beslenme önerileri, beslenmemize rehber olacak niteliktedir. Her zaman göz önünde bulundurmamız gerekir.









Sağlık ve huzur dolu bir Ramazan ayı geçirmeniz dileğiyle....


"Ramazanda Sağlıklı Beslenme" makalemi beğendiyseniz, aşağıdaki sosyal ağ butonları sayesinde paylaşabilirsiniz.
💕⃕
Devamını Oku »

19 Kasım 2018 Pazartesi

Sağlıklı Yaşlanma Ve Omega 3

19 Kasım 2018 Pazartesi

Sağlıklı Yaşlanma Ve Omega 3

Sağlıklı Yaşlanma Omega 3

Boston'daki Tufts Üniversitesi Friedman Beslenme Bilim ve Politika Okulu'ndan Heidi Lai tarafından yönetilen yeni bir çalışmada, omega 3 açısından zengin deniz ürünleri tüketimi ve sağlıklı yaşlanma arasındaki bağlantıyı incelendi.

Lai ve meslektaşları "sağlıklı yaşlanmayı", "kronik hastalıklar olmadan, sağlam fiziksel ve zihinsel işlevlerle anlamlı bir yaşam süresi" olarak tanımlıyor.
Araştırmacılar makalelerinde açıkladıkları gibi, sağlıklı yaşlanma problemi giderek önem kazanmaktadır. Popülasyonlar dünya genelinde hızla yaşlanır ve bunlarla birlikte kronik hastalık oranları artar.

Dolayısıyla, daha fazla araştırma, sağlıklı yaşlanmanın neyi kapsadığını ve bunu başarmak için neler yapabileceğimizi incelemektedir.
Örneğin, Lai ve meslektaşları tarafından yapılan bazı çalışmalarda, omega-3 tüketimi ve kardiyovasküler hastalık arasında ters bir ilişki bulunmuştur. Bununla birlikte, tuhaf olarak bazı çalışmalarda omega-3 alımının daha yüksek bir prostat kanseri insidansı ile ilişkili olduğu bulunmuştur.

Diğer çalışmalar, omega-3 yağ asitleri ve "kanser, diyabet, akciğer hastalığı, ağır kronik böbrek hastalığı, bilişsel ve fiziksel işlev bozukluğu" söz konusu olduğunda gayet iyi sonuçlar vermiştir.

Yaşlı toplumun arttığı bu günlerde şunu sormak gerekebilir: Sadece daha uzun yaşam sürmek için değil, aynı zamanda daha sağlıklı olmak için ne yapabiliriz? Bu soru üzerine uzmanların yeni ve etkileyici bir cevabı var. Daha fazla deniz ürünleri yiyin!

Omega 3 ve Sağlıklı Yaşlanma Arasındaki İlişki İnceleniyor


Ekip, Amerika Birleşik Devletleri Kardiyovasküler Sağlık Çalışmasına kayıtlı olan 2.622 erişkinin omega-3 yağ asitlerinin dolaşımdaki kan seviyelerini incelemiştir.
Bu çalışmanın başında katılımcılar ortalama 74 yaşındaydı. Omega-3'lerin kan düzeyleri 6 yıl sonra ve 13 yıl sonra ölçüldü.
Çalışmada göz önüne alınan omega-3 türleri, eikosapentaenoik asit (EPA), dokosaheksaenoik asit (DHA), doosapentaenoik asit (DPA) ve alfa-linolenik asit (ALA) idi.

Omega-3'lerin ilk üç türü için başlıca besin kaynakları şunlardır:
  • Somon
  • Uskumru
  • Ton balığı
  • Ringa balığı
  • Sardalye
  • Diğer deniz ürünleri

ALA içeren başlıca besin kaynakları şunlardır:

  • Fındık
  • Tohum
  • Bitkisel yağlar

(Alfa linolenik asit bir tür omega 3 yağ asidi türü ve diğerlerine göre daha çok bitkilerde bulunur.)

Sağlıksız Yaşlanma Riski Yüzde 24 Oranında Azalıyor


Genel olarak, 2015 yılındaki bir çalışma sonunda, katılımcıların yüzde 89'u yaşa bağlı kronik hastalıklar, zihinsel ya da bedensel işlev bozukluğu yaşarken, yüzde 11'i sağlıklı bir şekilde yaşadı.Yalnız kronik hastalık yaşayan yüzde 89'luk dilimdeki insanların bu durumu normalden daha hafif atlattığı tespit edilmiştir.

Analizde, en yüksek deniz mahsulü değeri olan doosapentaenoik asit (DPA) içeren besinleri tüketen insanların,tüketmeyen insanlara göre yüzde 24 oranında daha sağlıklı şekilde yaşlandığı ortaya koyulmuştur.Bu değer bir tedavi seçeneği oluşturacak kadar yüksek bir değer olmasa da azımsanacak bir değer değildir.

Son olarak, bitkilerden elde edilen deniz ürünü türevi olan omega 3 yağ asitleri, sağlıklı yaşlanma konusunda balıklardan elde edilene göre daha az etki gösterse de olumlu etkileri olmuştur.
Ancak, omega-3'lerin kan basıncını ve kalp atışını kontrol altında tutmanın yanı sıra inflamasyonu azaltmaya yardımcı olabileceği düşünülmektedir.

Uzmanların bu konudaki yorumu şu şekildedir:
“Bu bulgular, sağlıklı yaşlanmanın sürdürülmesi için omega-3 yağ asitleri ile ilgili makul biyolojik mekanizmalar ve müdahaleler hakkında daha fazla araştırma yapılmasını ve yaşlı yetişkinler arasında balıkların diyet tüketiminin artırılması için destek kılavuzları yapılması gerektiğini desteklemektedir.”

Diğer Yaşlanma Engelleyici Besinler


1-)Kırmızı Biber
Kırmızı biber, anti-aging söz konusu olduğunda yüksek dereceli antioksidan içeren bir besindir. Kollajen üretimi için iyi olan yüksek C vitamini içeriğine ek olarak kırmızı biberler, karotenoidler olarak adlandırılan güçlü antioksidanları içerir.
Karotenoidler, birçok meyve ve sebzede gördüğünüz parlak kırmızı, sarı ve turuncu renklerden sorumlu bitki pigmentleridir. Çeşitli iltihap önleyici özelliklere sahiptirler ve güneşten zarar görmeye, kirlenmeye ve çevresel toksinlere karşı cildin korunmasına yardımcı olabilirler.

2-)Brokoli
Brokoli bir anti-inflamatuar, yaşlanma önleyicidir.
  • C ve K vitaminleri
  • Çeşitli antioksidanlar
  • Lif
  • Folat
  • Lutein
  • Kalsiyum içerir.
Vücudun C vitaminine, ciltte kuvvet ve elastikiyet veren ana protein olan kollajen üretimi için ​​ihtiyacı vardır.
Denemek için: Hızlı bir atıştırma olarak brokoliyi çiğ yiyebilirsiniz. Fakat zamanınız varsa, yemeden önce hafifçe buharda pişirebilirsiniz.

3-)Fındık
Fındık ve badem, cilt dokusunu onarmaya, cildin neminin korumasına ve cildin zararlı UV ışınlarından korunmasına yardımcı olabilecek büyük bir E vitamini kaynağıdır. Cevizler, yardımcı olabilecek anti-inflamatuar omega-3 yağ asitlerini bile içerir:
  • Cilt hücre zarlarını güçlendirir.
  • Güneş hasarına karşı korur.
  • Doğal yağ bariyerini koruyarak cilde güzel bir parlaklık verir.
  • Kalp hastalığı ve tip 2 diyabet riskini azaltır.
  • Yaşı kişilerde bilişsel gerilemeyi azaltır.

4-)Avokado
Avokadolar, yumuşak ve esnek bir cildi destekleyen iltihapla savaşan yağ asitlerinden yüksek meyvelerdir. Bunlar ayrıca, yaşlanmanın olumsuz etkilerini önleyebilecek çeşitli temel besinleri içerir:
  • K, C, E ve A vitaminleri
  • B vitaminleri
  • Potasyum
Avokadodaki A vitamini , ciltteki ölü hücrelerin dökülmesine ve yerine parlak, ışıltılı bir cildin gelmesini sağlar.Karotenoid içeriği ayrıca toksinlerin engellenmesine ve güneş ışınlarından gelen zararın azalmasına yardımcı olabilir bu sayede cilt kanserine karşı koruma sağlar.

Yukarıdaki besinlere ek olarak;
Tatlı patates
Ispanak
Yaban mersini
Nar
sayılabilir.

Yazar Hakkında:İnsan vücudundaki mucizevi ve merak edilen olayları,sağlık konusunda faydalı bilgileri,tıp fakültesinde okuyan,kazanmak isteyen ve sağlık sektöründekiler için işe yarar bilgileri Fizyolojik Tıbbi Bilgiler blogumda bulabilirsiniz.
Devamını Oku »

26 Ekim 2017 Perşembe

Şifa Niyetine: Sarımsaklı Vegan Çorba

26 Ekim 2017 Perşembe
Birçok yemeğe lezzet katan aynı zamanda sağlığımıza da faydası olan sarımsaklı vegan çorba tarifimizi süslüyor. Bugünkü yazımızda sizlere bu mükemmel çorbadan ve sarımsağın sağlığa olan faydalarından bahsedeceğiz.
Sarımsaklı Vegan Çorba Tarifi

 Sarımsaklı Vegan Çorba Malzemeleri

  • 2 kaşık bulgur 
  • 2 kaşık un 
  • 1 adet soğan 
  • 5 diş sarımsak 
  •  Su 
  •  Zencefil
  •  Zeytinyağı
  • Tuz, karabiber
  •  Nane ve kekik 
  • Pul biber 

Sarımsaklı Vegan Çorba Yapılışı  

 

Soğanı ve sarımsakları öncelikle ince ince doğruyor sonra da tencereye sıvı yağı da ekleyerek kavuruyoruz. Daha sonra iki çorba kaşığı unu tencereye ilave ederek kavurma işlemine devam ediyoruz. Un kavrulduktan sonra soğuk ve ılık su ekleyerek topaklanmaması için iyice karıştırıyoruz. Bu karışımın üzerine zencefil rendeleyip, tuz ekleyerek pişmeye bırakıyoruz. Çorbamızı servis ederken üzerine karabiber, nane, kekik ve pul biber ekleyebiliriz.

Sarımsağın Faydaları 

  •  Sarımsak vücutta çıkan yara ve çıbanlara iyi gelmektedir. 
  • Bu lezzetli ve yoğun aromalı sebze, krampları yok etmektedir.
  •  Sarımsak, karaciğeri ve akciğeri kuvvetlendirmektedir. 
  •  Bağırsak kurtlarını ve parazitlerini yok etmekte oldukça etkilidir. 
  • Zararlı bakterileri yok etmektedir. 
  • Saç dökülmesini yavaşlatmakta, saç köklerini güçlendirmektedir. 
  •  Sindirim sistemine iyi gelmektedir bunun yanı sıra kabızlığı önlemektedir. 
  •  İdrar söktürmektedir. 
  • İştah açmaktadır. 
  •  Nezleyi yok etmektedir. 
  • Bağırsak gazlarını ortadan kaldırmak için idealdir. 
  •  Grip mikrobunu öldürmekte ve vücudu hastalıklara karşı güçlendirmektedir. 

 

Neden Vegan Beslenmeliyiz?

Vegan beslenmek, etik nedenlerden ötürü tercih edilmektedir ve hayvan kullanımını tamamen reddeder. Vegan beslenen bireyler hem vücut sağlıklarını korumakta hem de hayvanların yaşamına önem vermektedir. Günümüzde hemen hemen her sektörde sürekli olarak hayvanlar işkence çektirilerek yaşanmaya zorlanmakta ya da öldürülmektedir! Bu nedenle vegan beslenmenin önemine inanıyor ve bu sitemizdeki tariflerimizin tamamını da vegan beslenmeye yönelik yapıyoruz. Vegan beslenme hayvan kullanımını reddetmesinin yanı sıra, vücudumuz için de sayısız yarar barındırmaktadır. Bunların başında da:

  • Vücudumuz sürekli olarak enerjik olur. 
  •  İşlenmiş gıdalardan uzak durulacağı için sağlığımız yerinde olur. 
  • Zararlı yağları vücudumuzdan uzaklaştırmış oluruz. 
  • Kilo almamızı engeller, zayıflamamıza ise yardımcı olur. 
  • Vegan beslenmenin yanı sıra vegan kozmetik ürünleri kullanmanın da sağlığımıza birçok faydası bulunmaktadır.

Sarımsaklı Vegan Çorba Tarifi www.sosyalmedyakafe.com için www.vegantarifler.com tarafından hazırlanmıştır.
Devamını Oku »

28 Ocak 2015 Çarşamba

Çocukların Sağlıklı Beslenmesi

28 Ocak 2015 Çarşamba
Çocukların Sağlıklı Beslenmesi

Çocukların Sağlıklı Beslenmesi

Merhaba. Bu gün sizlerle Sosyal Medya Kafe aracılığıyla buluşmanın mutluluğu ve heyecanı içerisindeyim. Burada sizlerle kimi zaman türlü türlü yemek ve pasta tariflerini; kimi zaman ise güncel konulardaki makalelerimi paylaşır; yorumlarınızla fikir alış verişi yaparız.
İlk yazımın konusunu, “Çocukların Sağlıklı Beslenmesi” oluşturuyor. Bunun sebebi; en değerli varlıklarımız olan çocuklarımızın beslenmesinde gereken hassasiyet ve önemin gösterilmesi gerektiğidir.

Çocuklar dünyaya geldiklerinde, kendi yaşamlarını sürdürebilmek için gerekli bilgilere sahip değildirler. Yeme-içmeyi bilmezler; kendi kendilerine yetemezler. Ancak onları kayıtsız şartsız seven, özverili ailelerin ellerinde, sevgi, şefkat ve tabi ki de sağlıklı beslenme teknikleriyle büyür ve gelişirler.

Bebekliğin ilk dönemlerinde, anne sütünün eşsiz besleyiciliği ve sağlık açısından önemi tarif edilemez. İlk altı ay boyunca anne sütüyle beslenen bebek, yavaş yavaş diğer gıdaları da almaya başlar. Yaklaşık olarak 2 yaşına kadar( bazen bebeklerde farklılıklar görülebiliyor.) alınan anne sütü, hastalıklara karşı vücudun direnç kazanmasını sağlar. Anne sütüne destek olarak çeşitli çorbalar, yoğurt ve besleyici püreler de ayına göre bebeğe yedirilebilir.

Bu gelişim sürecini atlattıktan sonra bebek, diş çıkartmanın da etkisi ile bulduğu her şeyi ağzına götürmeye başlar ve asıl sorun bundan sonra başlamaktadır. Hem ortalıkta bulduğu her şeyi ağzına götürmesi mikrop kapmasına sebep olacaktır. Hem de kendi elleri ile yemeği keşfedecek ve bazen onaylamadığımız yiyecekleri yemeye çalışacaklardır. Patates, makarna, havuç gibi yiyeceklerin bu dönemdeki desteğini inkar etmek olmaz. Çocuk bu yiyecekleri elleriyle yemekten zevk duyacaktır.

Peki ya hazır yiyecekler? 

Bakkaldan, marketten alınan rengarenk, şıkır şıkır ambalajlı şekerleme, cips gibi yiyecekler, çocuk seviyor diye verilmeye başlanırsa, çocukların sağlıklı beslenmesi hususunda gösterdiğimiz tüm hassasiyet boşa gitmiş demektir. Bazen bu masumca hata anne, baba, diğer aile bireyleri, eş-dost tarafından da yapılabiliyor. Çocuğu sevindirmek adına yapılan bu yanlışın dönüşü yok. İdrak yeteneği olmayan çocuk, bu cici, tatlı şeyleri pek seviyor. Elleriyle kavrayıp yiyebilme zevki, zaten farkında olmadığı sağlık bilgisinin önüne geçiyor.

Size tavsiyem; elleri ile yemek yemek isteyen çocuğun bu zevki tatmasına izin verin. Kirlenmesini göze alabileceğiniz birkaç parça giysiyi, bir naylon (veya benzeri) örtüyü bu iş için ayırın. Suyundan arındırdığınız bazı taneli yiyecekleri (barbunya, bezelye, fasulye, patates, makarna) elleriyle keşfetmesine izin verin. Hatta küçük bir kaşık verip pilavı bile döke saça yemesine izin verin. Böylece onaylamadığımız atıştırmalıklardan uzak tutmuş oluruz.

Çocukların sağlıklı beslenmesi

Söz konusu çocukların sağlıklı beslenmesi olunca, annelerin veya anneanne- babaannelerin hünerli ellerinin önemi bir kat daha artıyor. Evde pişmiş bir börek, kek, kurabiye, poğaça; hem çocuğun kendi kendine yeme ihtiyacını karşılar; hem de kendi ellerimizle hazırladığımız sağlıklı besinleri çocuğumuza yedirmenin huzur ve güvenini bize yaşatır.

Okul çağına gelmiş çocuğun beslenme çantasını da evde hazırlamak, en doğru tercihtir. Bir parça tost, meyveli kurabiye ve kekler, süt, bir taze meyve doğru bir seçim olacaktır. Bazen çocuk, özellikle de erken kalkıp okula gidiyorsa; evde pek fazla bir şey yemeye biliyor. Gözlemlediğim kadarıyla, değerli öğretmenlerimiz çocukların sağlıklı beslenmesi konusunda yeterince hassas davranıyor ve kahvaltı veya yemek saatleri düzenleyerek hem çocukların beslenmesine katkı sağlıyor, hem de çocukların güzel bir ortamda kaynaşmalarını ve paylaşımcı olmalarını sağlıyorlar.

En değerli varlıklarımız, çocuklarımız. Çocukların beslenmesi, sağlığı, barınması, korunması konusunda mükellef olan bizlere, yetişkinlere, ailelere çok iş düşüyor. Bu konuda yeterli hassasiyete sahip olunmalı, gelecek nesillerin sağlıklı bireylerden oluşması için gereken her şeyin el birliği ile yapılması gerekmektedir. Mutlu ve sağlıklı yarınlar dileğiyle…

Nahide Zereyak
Yazar Hakkında: Merhabalar. Adım Nahide Zereyak. En Nefis Tariflerim Blogun sahibesi ve yazarıyım. İşletme fakültesi mezunuyum. Adana'da yaşıyorum. 3 çocuğumun annesi ve mufağımızın aşçısıyım. Mutfağımda pişenleri okuyucularımla da paylaşmak benim hobim. Yanı sıra hayata dair pek çok konuda sizlerle birlikte olmak için Sosyal Medya Kafe'deyim...

Çocuklarda Sağlıklı Beslenme Yazımı Beğendiyseniz, Aşağıdaki Sosyal Ağ Butonları Sayesinde Paylaşabilirsiniz.
💕⃕
Devamını Oku »
"Sosyal Medya Kafe'de kullanılan ekran görüntüleri, fotoğraflar ve yazılar Sosyal Medya Kafe'ye aittir. Yazıların ve fotoğrafların yayın hakkı sadece www.sosyalmedyakafe.com'a aittir. İzin alınmadan ve kaynak gösterilmeden bir başka blogda veya web sitesinde yayınlanması, tariflerin veya yazıların ekran görüntüsü alınarak sosyal ağlarda paylaşılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasası`na aykırıdır. Aksi taktirde 5846 Sayılı Fikir ve Sanat serleri Yasası gereği suç duyurusunda bulunulacaktır. Yasal yükümlülüğü vardır."
Sosyal Medya Kafe Copyright © 2021 Tüm Hakları Saklıdır...