28 Şubat 2015 Cumartesi

Tıp Fakültesi Okumamak İçin 5 Neden

28 Şubat 2015 Cumartesi
Uzun bir süreden sonra tekrardan aranızda olmanın mutluluğunu yaşıyorum. Önceki yazılarıma genel itibari ile bakıldığında onlarda tıp fakültesinin güzelliklerini anlatan bir hava hakimdi. Bugün ise tıp fakültesi okumamak için 5 nedenden bahsedeceğim.

tıp-okumamak-icin-nedenler

Tıp fakültesini okumaya başlamadan önce neden bu bölümü seçtiğinizi iyice düşünün. İş garantisi, para fazlalığı gibi konulardan ötürü seçiyorsanız muhtemelen 6.sınıfın sonuna doğru o güzelim saçlarınız dökülmüş, yüzünüzde kırışıklıklar cirit atmış, ruhunuzun huzurevi sakinlerinden farkı kalmamış ve dilinizde de hay bu tıp fakültesini seçenin cümlesi yer edinmiş halde bulursunuz kendinizi.

Tıp fakültesi uğraş alanı dünyanın en zor varlığı insan olduğu için azami derecede sabır, anlayışlılık ve empati konularını beraberinde getirir. Yüzü asık, bağırıp çağırmaktan başka bir bildiği olmayan, insanlara tepeden bakan bir doktorun hastasına faydasından ziyade zararı dokunacağı için bu değerler iyi bir doktorun olmazsa olmazıdır. Gerçi kendinde bu değerleri bulmayan insan sayısı az olduğundan şöyle bir örnekle kendinizi değerlendirebilirsiniz :

50'li yaşlarında size getirilen bir kadın hastanız var; ama kendisi tek kelime Türkçe bilmiyor. Aynı zamanda hastanın mental durumu [akıl sağlığı] aynı dilden konuşsanız bile düzgün cevaplar alamayacağınız bir halde. Temizlik yönünden hassas olmanıza rağmen hastanız tam aksine temizlik konusunda hiç hassas değil. Böyle bir durumda eğer ben hastamı Allah'ın izniyle tedavi edeceğim diyorsanız bilin ki bu değerler siz de vardır. Yok başka bir doktora gönderiyorsanız, amann nesi olacak ki deyip yüzeyel bir muayene yapıyorsanız bilin ki iyi bir doktor olabilmeniz sadece hayallerde olabilecek bir durumdur.

Tıp fakültesinin en zorlu kulvarlarından biri de sınıfı geçebilme halidir. Siz o kadar çok çalışıp milyonlarca kişinin girdiği bir sınavda ilk 10 bin içerisindeki yerinizi almanıza rağmen sınavlara çalışma döneminde ve sınav sonrasında açıklanan notunuzu öğrendiğinizde kendinizi gerizekalı hissedebilirsiniz. Çünkü günlerce çalışmanıza rağmen veya çalışmaya çalışıp da notları anlayamamanıza binaen böyle bir duruma düşmeniz gayet doğal bir sonuçtur. Ayrıca alttan ders alma ihtimali olmadığından tıp fakültesinde istenilen ortalamanın altında kalındığında koca bir sene sınıfı tekrar okumanız ise kaçınılmaz korkularınızdan olabilir.

Ben üçüncü sınıfta büte kaldığım dönemin o ızdırabı yaşadıktan sonra sınava girmiştim ve sınavın açıklanmasıyla büyük bir hüsrana uğramıştım. Çünkü sınıf tekrarına kalmıştım. O an evden üzerime bir şeyler alarak okula gittim. Sınavları açıklayan hocanın odasına gittiğimde 4,5 puan ile sınıfta kaldığımı öğrendim. Tabi resmi sonuçlar olduğundan da artık sınıfı geçebilme umudum kalmamıştı. Aileme, akrabalarıma, benden beklentisi olan insanlara ne diyecektim ki ? Ama her zaman desteğini esirgemeyen ailem sayesinde o sınıfta kaldığım dönemi atlatabildim. Aldığınız tüm burslar kesilir, başka hiçbir bursa başvuramazsınız, 3 sene beraber okuduğunuz arkadaşlarınızdan ayrılırsınız vs. durumlara alışabilmek de bazen epey uzun zaman alabiliyor.

Tıp fakültesi kız arkadaş gibidir. Sürekli ilgi ister, ilgi göstermeseniz bir güzel tribini atar ve siz öyle ulu orta şaşkın bir halde kalırsınız. Diğer fakülte öğrencileri gibi aktif bir sosyal yaşantınızın olmasını beklemek de nafile. Çünkü ortalama her 6 haftada bir sınavlarınızın ve sınavdan önceki iki hafta yoğun çalışma dönemi olması, saçlarınızın sakallarınızla birlikte bağımsızlığını ilan etmesine neden olabilir. Tipik bir dağ adamı gibi gözükebilirsiniz. Zaten günlük devam ettiğiniz okulunuz sabahın erken saatlerinde başlayıp ikindiye doğru bittiğinden hafta içi doğru düzgün bir aktivite yapmanız mümkün olmayabilir. Hafta sonları ve ekstra tatillerde de konuları yetiştirmeye çalıştığınızdan asosyal bir varlık olmanız içten bile değil. Tıp fakültesini tercih eden öğrenciler mi asosyaldir yoksa tıp fakültesi mi öğrencileri asosyal hale getirir muammasının bir ferdi olup gidersiniz.

Tıp fakültesi normal eğitim süresi minimum 6 sene olan bir fakültedir ve bu süre sonunda pratisyen hekim ünvanıyla mezun olursunuz. Bölümünüzü de bu sürenin sonunda gireceğiniz TUS [Tıpta Uzmanlaşma Sınavı] ta alacağınız puan neticesinde belirlersiniz. Ya da istediğiniz bölüm için gerekli puanı almak için insan dışı bir çaba sergilersiniz. Çünkü bu sınav zorluk olarak dünyanın en zor ilk 5 sınavı içerisinde yer alır.

TUS u kazandıktan sonra köle gibi çalışmanız gereken [birçok yer ve bölümde] 4 veya 5 senenin sonunda uzman bir doktor olursunuz. Tabi bu sürenin sonunda da para basacağınızı düşünüyorsanız hiç bu fikri aklınıza dahi getirmeyin. Çünkü üniversitede cerrahi branşların çoğunda görev yapan hocalarımızın ortalama maaşları 6 bin TL. Ve bu paranın bir kısmı da gider olarak ceplerinden düşüyor.

Tıp fakültesi okumamak için sayabileceğim 5 yüzeyel madde bunlar. Tabi ismi bu kadar güzel gözüken doktorluğun temelinde ne gibi zahmetlerin yattığını anlatmadan olmazdı değil mi ?

Diğer yazılarda görüşmek dileğiyle :) Sağlıcakla kalın :)
Bay Kefren  Yazar Hakkında:Merhabalar, adım Bay KEFREN.9 Eylül 2013 tarihinde doğdum. Daha 2,5 yaşındayım anlayacağınız. İnsanı insan yapan asıl bir değeri -AŞK- tattıktan sonra yeniden doğdum.Kelimeler eşsiz bir hazine. Duygu ve düşüncelerin dillenmesi, bir araya gelip ahenkle süzülmesi ve insanların o ahengi hissetmesi.. Amacım budur sadece.Kişisel tarzda yazılarımla ve tıp fakültesi anı, gözlemlerimle yayın hayatındayım. İşte yepyeni blogum Heybemdeki Yolcu... Heybesine kelimeleri biriktirip biriktirip yolcu eden tıbbiyeli bir seyyah...
Devamını Oku »
"Sosyal Medya Kafe'de kullanılan ekran görüntüleri, fotoğraflar ve yazılar Sosyal Medya Kafe'ye aittir. Yazıların ve fotoğrafların yayın hakkı sadece www.sosyalmedyakafe.com'a aittir. İzin alınmadan ve kaynak gösterilmeden bir başka blogda veya web sitesinde yayınlanması, tariflerin veya yazıların ekran görüntüsü alınarak sosyal ağlarda paylaşılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasası`na aykırıdır. Aksi taktirde 5846 Sayılı Fikir ve Sanat serleri Yasası gereği suç duyurusunda bulunulacaktır. Yasal yükümlülüğü vardır."
Sosyal Medya Kafe Copyright © 2021 Tüm Hakları Saklıdır...